MUSTAFA ÇETİN Sanatçı Bilgisi İçin Tıklayınız

43x32 cm, Karton üzeri yağlı boya

MUSTAFA ÇETİN

MUSTAFA ÇETİN

1966’da Konya’da doğdu.  

1992’de Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim bölümünden, Zahit  Büyükişliyen atölyesinden atölye birincisi olarak mezun oldu.  

1995’te Avrupadaki sanat akımlarını ve sanatını yerinde görebilmek ve incelemelerde  bulunabilmek için İngiltere, Londraya gitti. 

1995-2001 Londra’da yaşayan Türk ve yabancı sanatçılar(Sumer Erek, Seren  Bayraktar, Kağan Güler, Denizhan Ozer, Sermin Serif, Selvi Tektaş, Ece Turaman,  Didem Unlu birlikte Turquoise Sanat Gurubu’nun kurucuları arasında yer aldı.  

2000 Ingiltere, Londra’da University of East London’da Yüksek Lisans (Master) yaptı.  Londra’da bulunduğu1995-2001 bir çok solo ve gurup sergilerine katıldı.  2001 Kanada, Toronto’ya geldi. 

2006 Toronto’da Türkçe yayın yapan Turkuaz Tv de yapımcılığını ve sunuculuğunu  yaptığı Bir Yudum Sanat proğramını gerçekleştirdi. Yurt dışında yaşamını sürdüren bir  çok sanatçının çektiği zorlukları ve yasam hikayelerini konu edinen sanat programları  gerçekleştirdi.  

2013 Kanada Toronto’da yasayan kendini kanıtlamış sanatçılar( Sara B. Çağlar, Sevim  Önen, Vladimir Topal, Ruhi Tuna) birlikte Mavi Sanat Gurubu’nun kurucularındandır. 

Kanada’da gerçekleştirilen bir çok serginin küratörlüğünü de gerçekleştirdi, bunlardan  bazıları, 2007Renklerin Tutkusu (passion of colours), 2013 Toronto’da Beş Türk Sanatçı  (Five Turkish Artists in Toronto), 2016 Anadoludan Renkler ve Ötesi (Colours from  Anatolia and Beyond) Ottawa sergisi. 

Sanatçı sanat yaşamını halen Kanada’da Toronto sürdürmektedir.

Sanatçının eserleri dünyanın çeşitli ülkelerindeki galeri ve müzelerinde sergilemeye  değer görülmüş, koleksiyonerlerin ilgi odağı olmuştur. 

Sanatı: 

Sanatçı sanatını anlatırken sanat bir özgürlük, yetişkinken bir çocuk olabilmektir, bir  çocuğa dönüşebilmektir, kelimelerin kifayetsiz kaldığı yerde renklerle konuşabilmektir. 

Yaşanmışlıklar, duygular, özlemler gelir ilham olur, kuş olur, konu olurlar girerler  resimlerime. 

Kolajlar, boyalar, dokular, dokunuşlarla can katar ruh katar resimlerime, gerisi hayal  aleminden ibaret. nasıl yorumladığım, yorumladığı kişiye kalmış. 

Hayat bir enstrüman neyle ve nasıl çaldığına bağlı, çıkacak eserde yüreğinin  derinliğindeki sesi, rengi ne kadar içten dinlediğine ilgili değilmi ?