CEMİL CEM Click for Artist Information

25x21 cm, karikatür, kağıt üzeri çini mürekkebi, "Sultan Vahdettin", çerçeveli, imzalı

CEMİL CEM

CEMİL CEM

Türk diplomat, karikatürist ve editör Cemil Cem, 1882 İstanbul doğumludur. Dr. Cemal Paşa'nın oğludur. Mekteb-i Sultani'de (Galatasaray Lisesi) okumuştur, ardından hukuk fakültesinde öğrenim görmeye başlamıştır. Bu sırada memur olarak hariciye nezaretine (Dışişleri Bakanlığı) girmiştir. 1903'te yükseköğrenimini tamamladıktan sonra kendisine yurt dışında görev verilerek Fransa'ya gönderilmiştir. Küçük yaşlarından itibaren resim ve karikatürle ilgilenen Cem'in Fransız karikatürcülerinin etkisiyle başladığı karikatürleri ilgi gördü ve mizah dergilerinde yayımlanmıştır, ancak bu dönemde dostları ve kendisi için çizen bir karikatür sanatçısı olarak kalmıştır.

II. Meşrutiyet'in ilanıyla II. Abdülhamid'in koyduğu resim yasağının kalkmasından sonra, 1908'de yayımlanmaya başlayan ve Türkiye'nin ilk önemli mizah dergilerinden olan "Kalem"e Avrupa'dan karikatürler göndermeye başlamış, akabinde, ülkesindeki güncel siyasal gelişmeleri Avrupa'dan izleyemediğini düşünerek 1910'da görevini bırakıp İstanbul'a dönmüş, ünlü mizah dergisi "Cem"i çıkarmaya başlamış, tamamıyla karikatüre odaklanmıştır. II. Balkan Savaşı döneminde dergisini kapatıp tekrardan Avrupa'ya gitmiş, Kurtuluş Savaşı döneminde ülkesine dönmüş, 1927'de dergisini tekrar çıkarmaya başlamıştır. Daha sonra, 1928'de, o dönemin bakanlarından Recep Peker'i konu alan bir karikatürü nedeniyle dergisi kapatılmış ve karikatür yayımlaması yasaklanmıştır. Bir süre İstanbul Belediye Şehir Meclisi üyeliği yaptıktan sonra evine çekilen Cem, zamanını resim yapmaya ayırmıştır.

Cemil Cem, karikatürlerinde genellikle II. Abdülhamid yönetimi, İttihat ve Terakki ve İtilaf Fırkasının tutumu gibi dönemin siyasal yaşamını konu etmiştir. Çizgilerindeki gerçekçilik ve ince mizah anlayışı, daha sonra pek çok karikatür sanatçısını etkilemiştir. Alt yazılarda gösterdiği gülmece ustalığıyla da adını duyurmuş ve "Üstat Cem" olarak anılmıştır.

Şair Ahmet Haşim, kendisi hakkında şöyle der: "Cem'in atölyesine girmek şerefine ulaşanlar, duvarlarda feci bir insanlığın parça parça asılıp teşhir edilmiş olduğunu görürler. Derisi yüzülmüş et gibi ruhları üzerinde titreyen bu çarpık, şişman, zayıf veya kısa insanlar bir hırs, bir haset, bir kin, bir gurur veya bir ahmaklıktır; ki tanıdığımız ve her gün görüştüğümüz falan veya filanın ismini taşırlar. Cem'in gözü ruhların cehennemidir." 9 Nisan 1950'de vefat etmiştir.